{ "title": "Ağaç Kökü", "image": "https://www.agac.gen.tr/images/agac-koku.jpg", "date": "19.01.2024 14:03:31", "author": "esin", "article": [ { "article": "
Ağaç kökü: Belirli bir bölgeden sürekli hırçın esen rüzgârlar, ağaç dallarının yere doğru eğilmesine sebep olur, yapı kısmının yumuşak olması sayesinde zaman geçmeden eski haline dönerler. Ancak, önemli görülmeyen bu olay ağaç köklerinin toprağa bağlanmasında zayıflamasına yol açar. Köklerin esnemesi, ağacın gıda emiliminin az olduğu hallerde de görülür.

Yeşil ağaçlardan oluşan bir ormandaki kökler, gövdeden yaklaşık olarak iki metre uzak mesafeye kadar ilerlemiştir. Köklerde gıda maddelerini topraktan alan çeşitli emilim olaylarını gerçekleştiren hücreler vardır. Bunların bazıları da gıdaları depolamakla görevlidir. Yaşlı kökler yeterli miktarda gıda alamamaları durumunda sertleşmeye başlarlar. Aynı zamanda ağaç rüzgârdan etkilendiği vakit dallarda ve gövdede su-gıda taşıyan borucuklar da kalınlaşarak odun lifleri meydana getirir.

Aynı zamanda ağacın kökleri toprağın üzerine çıması durumunda büyük olasılıkla rüzgâra arşı koruma mekanizmasını oluşturmuştur. Bir ağacın kök mekanizması beş bölümden oluşmaktadır. Bu kısımlar başlıca şunlardır; Dengeleyici kök, kazık kök, ufki iskelet kök, gelişen kök bitimi ve gıda emen kök uçları olarak beş kısımdan meydana gelmektedir. Ancak kimi zaman bazı topraklarda derine inemeyen köklerde yukarıya doğru çıkabilir. Bu köklere destek köklerde denilebilir. Toprağın altında bulunan köklerin deforme olması durumunda, dalların alt kısmından ve gövdesinden de kökler çıkmaya başlayabilir.

Ladin ve buna benzeyen ağaçlar, toprağın alt kısmında bulunan gıda bakımından bol humuslu topraklara kök bırakarak gıda emilimi yapmaktadır. Fakat toprağın üst kısmında bulunan humus miktarı yetersiz hale gelince ağaç hemen en derinlere kök bırakmaya başlar. Boyuna büyüyen otlarında, gıda açısından fakir topraklarda, gövdelerine oranla çok uzun kökleri bulunur. Örneğin kış çavdarının köklerinin toplamı verimi olmayan topraklarda ortalama on beş kilometreyi bulur. Bu konuda yapılan araştırmalarda bir santim kökün, on beş kiloluk basınç oluştuğu saptanmıştır. Allah'ın verdiği kudretle bitkiler, en sert zemini bile delebilirler. Bu konuda en mühim nokta elbette kök uçlarında salınan asitlerinde payı bulunmaktadır.

Bitkilerin kökleri bir su deposuna benzer. Kökler aracıyla gövdeye alınan su, çeşitli işlerde görev yaptıktan sonra yapraklardan buharlaşma yoluyla bitkiden ayrılır. Yaprakları geniş olan ağaçlar, iğne yapraklara oranla daha fazla su tükettikleri için, daha uzun köklere sahiptirler. Ortalama olarak üst kısımlarda bulunan yapraklara sahip kayın ağacı, ortalama olarak bir günde yetmiş litre suyu buharlaştırır. Sıcaklıkların zamanla artmasıyla bu miktar 400 litreye kadar çıkabilir. Bu durum çam ağacı için geçerli değildir. Çam ağaçları onda biri kadar kullanabilir. Köklerin uç kısımlarında bulunan yapı olarak hayli ince olan tüyler bulunmaktadır. Bu tüylerin görevi topraktan suyun emilimini sağlamaktır. Bu tüylerin yapısı o kadar incedir ki milyonlarca olduğu halde ancak mikroskopla bakılması durumunda görülebilir. Diğer bir görevleri de kök ucunun ilerlemesini sağlayan asitlerin üretilmesini sağlar. Aynı zamanda topraktan alınan minerallerin çözülmesini ve hücre içine alınmasını sağlar.

Bugünkü edindiğimiz verilere göre, her türlü madde giriş çıkışı hücre zarları aracılığıyla yapılmaktadır. Hem hücre içine yayılmış olan hem hücreyi saran esas iş yapan kısımlardır. Zarın bir kısmı yağdan oluştuğu için, yağda çözünen maddeler kolaylıkla hücrenin içerisine alınabilmektedir. Su ve suda çözünen maddeler için başka bir yola da ihtiyaç duyulmaktadır. Zarlar seçici geçirgen bir yapı taşıdıklarından farklı büyüklükteki gözenekleriyle uyumlu maddelerin hücre içine alınma imkânı sağlar.

Kimi bitkilerin kökleri mykorrhiza denilen mantarsı bir tabaka ile sarılmıştır. Bu mantarların ince kısımları kökleri sararak sert yumrular oluşmasını sağlar. Mantar ağaçtan karbonhidratlı besinler alırken, karşılığında humus kısmından aldığı azotu, fosforu ve kalsiyumu hücrelere aktarmaktadır.
" } ] }