{ "title": "Ardıç Ağacı", "image": "https://www.agac.gen.tr/images/ardic-agaci.jpg", "date": "19.01.2024 14:25:46", "author": "Mücahid Furkan GÜL", "article": [ { "article": "
Ardıç ağacı, iğne yapraklı yapısı ile insanlar arasında benzetme olarak kullanılan servigiller familyasına örnek bir türdür. Çoğalması çok ilginç olan ardıç ağacı, belirli dönemlerde tohumunu yere dökmektedir. Bu tohumlar ardıç kuşları olarak bilinden kuşlar tarafından tüketilerek sindirim kanalına geçmektedir. Sindirim sisteminde tüketilen bu tohumların kabuklandığı görülmektedir. Bu kabuklanma işlemi bittikten sonra, ardıç kuşu boşaltım sistemi aracılığıyla dışkı yöntemiyle dışarı atar. Dışarı atılan bu kabuklu tohum, toprakta çimlenerek hayat bulmaktadır. Yabani meyve ağaçları arasında yer alan bu ağaç, tarih boyunca insanlar tarafından çok değer verilmiştir. Değer verilmesinin sebebi ise şifa kaynağı olmasıdır. Bilindiği üzere orta çağda veba hastalıkları büyük bir sorundu. Bu sorunu aşmak isteyenler çözümü ardıçta bulmaya çalıştılar. Yine ilginçtir, ardıç meyvesi yendiğinde idrarın menekşe kokması Romalı kadınlar tarafından genellikle kullanılmasına yol açmıştır. Hatta bu dönemlerde ardıç ağaçlarını evin çevresine dikerek cadılardan korunmaya çalışılmıştır. Orta çağdaki ardıcın şifa olduğu zihniyet günümüze kadar ulaşmıştır. Avrupa'da yeni yapılan konutların çevresine sağlık açısından faydalı olması için ardıç ağacı dikilmektedir.

Ardıç Ağacının Özellikleri: Dağlık bölgelerde yetişen ardıç ağacı, geçmişte göçebe yaşamı süren, sürekli zor arazi şartlarında yaşamak durumunda olan insanların tercihi olmuştur. Yüksek dağlar, bataklıklar, ormanlar ve ovalarda rahatça yetişmektedir. Yetişme alanı geniş kapsamlı olan bu ağaç, bazı bölgelerde bodur çalılıklar şeklinde iken bazı bölgelerde ise yaklaşık on metre yüksekliğe ulaşmaktadır. Bu ağacın siyah meyvesini çok duymadığımız lir kuşu, ardıç kuşu ve toy kuşu tüketmektedir. Bu ağaç, junipeus cins ismi ile de bilinmektedir. Ardıç ağacının birden fazla türü mevcuttur. Bu ağaç fidanının diğer ağaçlara göre yavaş büyüdüğü gözlemlenmiştir. Yani bir fidanın 1,5-2 metre arasına gelebilmesi için yılların geçmesi gerekmektedir. Bu fidanın ise ağaç haline gelmesi onlarca yılı harcayabilir. Ardıç ağacının kurak ve sert iklimlere karşı dayanıklı olmasının sebebi, yapısının sivri, iğneli ve sert olması kaynaklıdır. Bir başka sebebi ise bünyesinde silisik asit barındırmasıdır. Çoğu iğne yapraklı ağaçlar gibi uzun süre yeşil kalabilmektedirler. Ardıç ağacı kızılçam, karaçam gibi kozalağı bulunan ağaç türlerine örnektir. Bu ağacın meyvesini eylül ile kasım ayları arasında dalında görmek mümkündür. Bu meyveler toplanıp temizlenirken zehirli olma ihtimalleri bulunacağından çok dikkatli olunmalıdır. Ayrıca ardıç ağacının daha çok dağlık bölgelerinde gelişen jeniperus nana türü daha şifalı olduğu bilinmektedir. Tıp dalında kullanılan ardıç ağacı ile kara ardıç ağacı birbirinden farklı olmakla birlikte kara ardıç ağacı zehirlidir.

Ardıç Meyvesinin Şifaları
" } ] }