Lale ağacı (Liriodendron tulipifera), çam ağacı dışında yaprak döken ağaç türleri arasında en uzun olanlardan biridir. Boyu 60 metreye kadar ulaşabilen lale ağaçları, yaklaşık 300 yıllık bir ömre sahiptir. Türkiye'de lale ağaçlarına rastlamak pek mümkün olmasa da, yurt dışında eski saraylar ve katedrallerin bahçelerinde çok yaşlı lale ağaçlarını görmek mümkündür. Önceki yıllarda pek yaygın olmayan bu ağaçların genç örnekleri, son birkaç yılda popülerlik kazanmıştır.

Lale ağacının kendine özgü yaprakları, diğer ağaç türlerine benzemez. Piramit şeklinde büyüyen lale ağacı, toprağına alışıp ortamını sevdiğinde hızla gelişebilir. İlkbahar aylarında yağmur gören, toprağı suyu geçiren ve hafif rutubetli bir bölgede lale ağacı sağlıklı bir şekilde büyüyebilir. Gölgeyi sevmeyen bu ağaç, sürekli güneş görebileceği bir yerde olmalıdır. Açık yeşil olan yaprakları sonbaharda altın sarısı renkte dökülür. Lale ağacı, Amerika ve Avrupa kıtasında yol bitkisi olarak da kullanılmaktadır.

Lale ağacı çiçeklerinin ardından oluşan ve tahtaya benzer bir görünüm sergileyen kozalaklardan çıkan kanatlı tohumlarla yetiştirilebilir. Doğal yolla fide elde edilebileceği gibi, Temmuz ve Ağustos aylarında elle ekilerek de çoğaltılabilir. Çiçekleri arılar tarafından kullanılmakta olup, bal yapımında oldukça değerlidir. Lale ağacının açık yeşil renkteki odunu, inşaat işçiliği, ev eşyaları ve gemi yapımı başta olmak üzere çeşitli marangozluk işlerinde kullanılır.

Lale ağacı, estetik ve işlevselliği bir arada sunan nadir ağaç türlerinden biridir. Hem doğal ortamlarda hem de peyzaj projelerinde kendine yer bulabilen bu ağaç, sahip olduğu özelliklerle dikkat çeker.